Kişinev gezilecek yerler neler mi? 2021 Temmuz ayında bir hafta sonu tatili şeklinde yaptığım seyahatin ikinci bacağı Kişinev. Seyahat denince pek çok kişinin aklına gelmeyen veyahut ilgisini çekmeyen Moldavya’yı anlatmak istiyorum. Odesa’ya uğrayanlar için günü birlik bir alternatif rota. İlgilenenler için Moldovya’nın başkenti Kişinev’de gezilecek yerler burada…

KİŞİNEV GEZİLECEK YERLER REHBERİ

Avrupa’nın en yeşil ülkesine hoş geldiniz. Kişinev (Chishinou), bilmeyenler için “Kişinin Evi” demek. Yahudi Hazara Türklerinin eski anayurtları buralar. Ayrıca Kiev “Kıyıdaki Ev” demek. Odesa’ya gelmişken tek şehir görmeyim dedim ve seyahatime Kişinev’i de dâhil ettim. Böylece pazar öğleden sonra Odesa’dan minibüsle Yunus NARMANLI ile geldim.

Odesa’da otobüs terminalinden görevli kadın dil bilmediği için zor zahmet anlaşarak bilet aldık. Bilet saat 13:O0’daydı. Uzunca bekledik fakat minibüs gelmedi. Bilet aldığımız bayanla da iletişim sağlayamıyoruz. Allah’tan biraz Ukraynaca bilen turist bir çift geldi. Meğerse yolcu olmadığı için sefer iptal olmuş. Böylece 17:00’a biletleri değiştirdik. Hostelimize yürüdük ve biraz vakit geçirdikten sonra döndük. Geldiğimizde minibüs bizi bekliyordu. Toplam 4-5 kişiyiz. Türk olduğumuzu öğrenince diğer yolcular yarı İngilizceleriyle Antalya’ya geldiklerini söyledi. Odesa-Kişinev arası 4 saat sürüyor. Sınır civarı yol bozuk olmasa aslında daha kısa sürer. Sınır kapısında polis bizi görünce şaşırdı. PCR testlerimizi ve dönüş uçak biletlerimizi gösterdikten sonra geçirdiler. Yol Moldova boyunca uzanıyor. Bazı bloklarda Transdinyester bölgesinden geçildiği söyleniyor. Ama geçmiyor. Kişinev’e geldiğimizde Gara de Nord otogarında indik (İsim tanıdık geldi mi? Paris’e gidenler kullanmışlardır tarihi tren garını).

Konaklama

Kişinev gezilecek yerler listemize başlayalım. Paramızı otogarda bozdurmak ilk işimiz oldu. Sonra taksiye atlayarak hostelimize geçtik, Hostel City Center. Kaldığım en nezih hostellerden biri, yolunuz Kişinev’e düşerse başka yerde kalmayın. Hostelin güzel yanı Sun City AVM’nin üst katında. Ayrıca arkadan ayrı bir asansörle girişi var. Hostel içinde kedilerin gezdiği çok güzel bir kafe ile bütünleşik. Oradan da AVM’ye geçiyorsunuz. AVM’de yerel yemek yapan bir restoran var. Ayrıca menüsünün yarısı Türk yarısı Lübnan mutfağı olan Lafa Israel Street Foot Lokantası var. Yahudi lokantalarından Müslümanlar yiyebilir rahatlıkla, bu konuda titiz olanlar için. Hostelin konumu da çok iyi. Odamıza yerleştik. Yemeğimizi İsrail lokantasında yedikten sonra gün batımına doğru fotoğraf makinelerimizi kapıp dışarı attık kendimizi.

Kişinev gezilecek yerler: Katedral Parkı & civarı

Kişinev gördüğüm en sakin şehir. Ortalıkta insan göremiyorsunuz doğru düzgün. Hemen karşıdaki parka geçtik. Park şehrin merkez noktası, Gradina Catedralei. Parkta yer alan; Arcul de Triumf -Paris ve Bükreş’ten yine isim tanıdık- ve Cathedral of Christ’s Nativity’de mimari fotolar çektik. Ayrıca Monumentul Celor trei martiri ai neamului‘de çocukları fotoğrafladık. Biz geldiğimizde parkta verilen bir konser yeni bitmiş, kısmet. Sonra şehrin ana bulvarı olan Saint Stephen The Great Boulevard boyunca yürürken akşam oldu ve McDonald’s kahvemizi alarak hostelimize döndük. Böylece pazar gününü sonlandırdık.

Pazartesi sabah AVM’de hafif bir şeyler yedik ve çıktık. Arcul de Tirumf’un az ilerisinde Gradina Publica Ştrefan cel Mar şi Sfant var. Girişte parka adını veren Monumentul lui Ştefan cel Mare bulunuyor. Şehirde birçok yere ismi verilen Büyük Ştefan (III. Ştefan), 1457-1507 yıllarında Boğdan Prensi. Farklı hikayeleri var Osmanlı karşısında. Heykel etrafında fotoğraflar çektikten sonra parkın içindeki The Penthouse Cafe’ye oturup limonatalarımızı içtik.

Kişinev gezilecek yerler: Valea Morilor çevresi

Kafeden Etnografya Müzesini pas geçerek Water Tower‘a geldik, şuan bir müze. Fakat geldiğimizde kapalıydı. Maalesef üst katından manzara alamadık. Kulenin az ilerisinde de Türkiye Büyükelçiliği bulunuyor. Kulenin yanında Valea Morior gölü ve parkı var. Su Kulesi tarafındaki merdivenlerden indik. Söyleyeyim oldukça dik. Göl kenarına biraz yürüdükten sonra diğer taraftaki Scara Cascadelor merdivenlerine geldik. Mimari açıdan şahane bir merdiven ve heykellerden yukarı doğru fotoğraflar çektik. Dönüş yolumuzda yürürken Muzeul de Istorie al Orşului Chişinau önüne geldik. -Bu arada bir dipnot geçeyim: Latin alfabesi kullanılıyor ve Ş harfi var.- Tarih müzesinin girişinde Moldova’nın sembolü Statuia Lupoaicei Lupa Capitolina var. Lupa Capitolina, bir kurttan süt emen iki insanın olduğu bir heykel. Bizim Türk efsanemize benziyor. Heykele dokunarak bir fotoğraf çekeyim dedim, dememle içeriden yetkililer yasak, çıkın diye bağırması bir oldu.

Biz rotayı ters yapmışız. Örneğin siz Ştefan cel Mare-Lupa Capitolina-Scala Cascadelor’dan inerek Valea Morior-Water Tower hattında yürüyün. Bu sırada şiddetli bir yağmur başladı. Yağmurdan kaçıp Lupa Capitolina’nın ilerisindeki bir pastaneye sığınıp kahve içtik. Ayrıca gençlik bu pastanede ders çalışıyordu. Manastırı gezmekten vazgeçip hostelimize dönelim dedik. Mesafe yakın. Fakat gökten boşalırcasına yağan yağmurdan yürümeye cesaret edemiyoruz. En sonunda bir otobüse bindik e yakın bir yerde indik. Şansımıza yağmur dindi. Meğer ise görmek istediğimiz Selfie Museum hostelimize çok yakınmış. Bahtsızlık deyim artık o da restorasyondaymış. Akşam yemeğimizi İsrail lokantasında yedik. Ardından hostelimize dönerek eşyalarımızı toparladık.

BİR GAGAVUZ, BİR TÜRK!

Salı 03:50’de Türk Hava Yolları ile döneceğiz. Sonuç olarak uykusuz bir gece olacak. Saint Stephen The Great Boulevard McDoland’s karşısında havalimanına otobüs kalkıyor dediler. Ama uzun beklememize rağmen otobüs yok. Endişelenmeye başladık. Bir kız yanaştı ve Türk müsünüz? dedi. Bunun üzerine ben de Gagavuz Türkü müsün? dedim hemen. Nereden bildin dedi. Gagavuz Türkleri, Türkiye Türkleri ve Azeri Türkleri olarak lehçemiz aynı. Gagavuz Türklerini babamın TİKA başkanlığı yapması nedeniyle biliyorum. Türkler geliyor bizi Müslüman yapmaya çalışıyor, Moldovalılar da gelip dilimizi değiştirmek istiyor derlermiş babama. Ama duyduğuma göre Müslüman Gagavuzlar da varmış Odesa civarı. Dipnotu uzatmadan Kişinev gezilecek yerler nerelere dönelim. Gagavuz Türkü kız İstanbul’da üniversite okumuş, sizde ulaşım çok pahalı dedi. Bize bineceğimiz otobüsün numarasını söyledi ve biz binene kadar yardımcı oldu. Gerçekten de Moldova’da ulaşım bedava denecek kadar komik paralarda. Bir halk hizmeti olarak görülüyor.

Havalimanına giderken otobüste yanımda duran çocuk Türk imiş. Navigasyona baktığımı görünce konuştu. Otobüsün direk havalimanının içine girdiğini ayrıca Terminal 2’de inmemizi söyledi. Ayrıca yol 45 dakika sürer dedi. Burada ne yaptığını sordum. Sorduğumda Türkiye’de arandığı için kaçıp geldiğini söyledi. Odesa’da kaldığımız hosteldeki çocuktan sonra bu iki etti.

DÖNÜŞ YOLU

Online chekin yaptığımız için pasaport kontrole yöneldik. Fakat polis burada online chekin geçersiz olduğunu söyledi. Böylece kuyruğa yöneldik. Kontuardaki kız PCR testimizi istedi ve baka kaldı. Sonra gidemeyeceğimizi ve geçerlilik süresinin dolduğunu söyledi. Başımızdan aşağı kaynar sular indi. Meğerse geçerlilik süresi test örneği verme saatine göreymiş. Bu şekilde taksiye atladığımız gibi hostelimize döndük.

Nöbetçi kız bizi görünce şaşırdı. Bizde durumu anlattık. Lakin Hostel’de yer olmadığını ve Moldova’da test sonuçlarının bir haftada anca çıktığını demez mi? Biz kalakaldık. Bizde madem öyle PCR sonuçlarını değiştiririm dedim. Önce resepsiyondaki kızdan yardım istedim ama kameradan olmaz dedi. Bunun yerine 24 saat açık Exchange Office ile internet kafeye gitmemizi söyledi. Koşa koşa dövizciye geldik. Koşmaya çalışıyoruz fakat ayaklarımız yorgunluktan gitmiyor. İnternet kafe McDonald’s yanında demişti. Ancak bulamadık. Meğerse McDolanld’s içinden geçip üst kata çıkmak gerekiyormuş. Nihayet internet kafedeki çocuk dermanımızı anladı ve yardım etti. Test sonucumuzu PDF’den Word’e çevirdik ve saatlerini oynadım.

Fakat saat gece 01:00. Zor zahmet bir taksi bulup atladık havalimanına. Gece 02.00’de bir charter uçucu buldum. Ancak biz geldiğimizde chekin yeni bittiğinden bilet alamadık. Bununla birlikte 05.00’de Pegasus Havayollarının uçuşunu gördüm. Ancak bilet Antalya’yaydı. İkimize de ters fakat yapacak bir şey yok. Yunus benim yüzümden bir bilet daha almak zorunda kaldı. Ismarlamayı teklif ettim ama kabul etmedi. Biletleri aldım almasına ama bu sefer bizim chekini yapan kız yine karşımıza çıkarsa soluğu karakolda almayalım diye panik halindeyiz. Bizim uçuşun chekini açıldı. İşlemlere başka bir görevli kız geldi ve rahatladık. İlk biz chekin yaptık. Kız gülümseyerek biletlerimizi verdi. Dünyanın en mutlu adamı ben olabilirim o an.

Antalya’ya vardık. Yunus otobüsle Kars’a geçti. Ben de Edirne’de turnem olduğu için evimi göremeden sabah aktarmayla İstanbul’a uçtum. Seyahatlerimde birçok sorun yaşadım. Lakin bundan korkmayın. Sonuç olarak para verip kazanamayacağınız anılar kazanıyorsunuz diyerek Kişinev gezilecek yerler yazımı sonlandırıyorum.